Kahramanmaraş’ta ortaya gelen iki büyük depremin sonrasında herkes deprem bilimcilerin açıklamalarına odaklandı.
Depremden büyülenen illerde 46 bin şahıs hayatını kaybederken, parasal yıkımların yanısıra manevi kayıplar da ortaya geldi.
Deprem felaketi akıllara “Büyük Marmara depreminde neler yaşanacak” sorusunu getirirken Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremin risk ortaya getirdiği mekanları açıkladı. İstanbul depremine yol açabilecek riskli fayları da açıkladı.
NEDEN 4 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREMLER OLUYOR
Depremlerin hangi yarar olacağını daha daha eskiden bilen Üşümezsoy; Ereğli açıklarında (Marmara adası açıklarında) 4 büyüklüğündeki depremlerin temel olarak 1912’de kırılan Tekirdağ-Silivri fayının üstündeki depremler olduğunu ifade etti.
Üşümezsoy ortaya gelen depremlerin Tekirdağ-Silivri fayının üstündeki kırılma sonrasının, 1912’den bu yana, yüzde 50’si crip olarak yakılmasından kaynaklı olduğunu belirtti.
Bahsi edilen criplerin senede 20 milimetrelik gerilimin 10 milimetre kadarı olarak aktığını bildiren Üşümezsoy bunun anlamını şu şekilde ifade etti:
“Burada olan depremler gerilim biriktiren bir gerilimin epsantr boşalması değil sıksık sıksık olarak cripin artık fayın sürünerek akmasından olan depremlerdir.”
“EĞER BURADAKİ FAY KİLİTLENSEYDİ…”
Depremlerin olduğu fayların görsellerini paylaşan Üşümezsoy, “şekillerde gördüğünüz gibi criptometrlar fay hattının iki yanısıraki noktalardan senelik hareket ölçüldüğü vakit fayın üst tarafındaki kesiminde senede 10 milimetrelik bir kayma yaratıyor ve bu hat süresince sıksık depremler oluşuyor. Ama bu depremler sıksık crip diye tanımladığımız derli toplu olarak fayın akmasıyla meydana gelen depremler oluyor. Eğer burada fay kilitlenseydi 100 senede 2 metrelik atım biriktirecekti. Ama yüzde 50’si crip olarak aktığı amacıyla 100 senede 1 metrelik atım biriktirebiliyor.” dedi.
BU FAY STRES BİRİKTİRMİYOR
Japonya Deniz-Yer Bilimleri ve Teknoloji Ajansı’nın (JAMSTEC) kıdemli araştırmacılarından Yojiro Yamamoto ve diğerlerinin criptometr ölçümleri dışında Marmara Denizi’ndeki fay hattı üstünde okyanus tabanında (deniz tabanı) oluşturulan ölçümlerde Tekirdağ ve Silivri fayının derinliğinin 20 kilometre olduğunu ve bunun gerilim crip olarak aktığını bildiren Üşümezsoy, bu fayın büyük deprem amacıyla gerilim biriktirmediğini söyledi.
Bahsi edilen fayın 1912-76 senelerinde kırıldığını bildiren Üşümezsoy, 1912 yılından beri gerilimin boşaltıldığı amacıyla bu tip depremlerin korkutmayacağının altını çizdi. Hem de Marmara Denizi çukurlarının kenarlarındaki (Kumburgaz-Silivri çukuru) yamaçta yeraltının bir fayı olduğunu belirtti.
Büyükçekmece ve Yeşilköy’deki ikincil yararki depremlerin, Tekirdağ-silivri fayındaki depremler gibi kırılmış fay depremleri olduğunu bildiren Üşümezsoy korkulacak bir hal olmadığını aktardı.
“KUMBURGAZ SİLİVRİ FAY HATTI RİSK TAŞIYOR”
Üşümezsoy gene harita üstünden açıklamalarda bulunarak “yukarıda görülen kara yararki depremler son gerçekleşen depremlerin fay hattıdır ve bu depremlerin fay hattı daha daha eskiden kırılmıştır. 2017’de kırılan fay ise Kumburgaz ve Silivri çukurudur. Burada risk taşıyan fay, Kumburgaz ile Silivri çukurunun doğu kenarındaki fay hattıdır.” dedi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.