Okunma Sayısı 1 Altın fiyatlarındaki yükseliş çoğu parametrenin aynı anda bir araya gelmesi ile gerçekleşti. Devamı ise gene bu değişkenlerin seyrine bağlı. Altında kısa ve uzun devre amacıyla beklentiler neler?..
Altın fiyatlarındaki yükseliş çoğu parametrenin aynı anda bir araya gelmesi ile gerçekleşti. Devamı ise gene bu değişkenlerin seyrine bağlı. Altında kısa ve uzun devre amacıyla beklentiler neler? Sert yükselişe bağlı olarak kısa dmühim kâr satışları gelebilir fakat uzun devre amacıyla diğer bir ön görü var.
Altın geleneksel yatırım araçlarının başında geliyor. Yatırım dendiğinde akla ilk gelen seçeneklerden biri. Yastık altında Türk halkına ait 5 bin ton altın bulunduğu yetkililer doğrulusunda sıkça dillendirilen bir konu. Hal bu tür olunca değer tanımlamalarında “altın gibi” türünden değerlendirme ya da kıyaslamaların geçmişten gelen bir kökü var elbette.
PEK ÇOK PARAMETRE BULUŞTU
Tasarrufları değerlendirmede seçenek yatırım araçları olarak; faiz, döviz, gayrimenkul, borsa ve altın sayılagelmiştir. Hürriyet’ten Zeynel Balcı’nın haberine göre, son devrede fiyatı yükselince altın daha bir öne çıktı, herkes onu izler ve sorar oldu. Çünkü uzun vakitdir yaşanmayan bir şey gerçekleşti; altının yükselmesini gerçekleştiren değişkenlerin birçoğu aynı anda bir araya geldi.
Bilindiği üzere altın fiyatlarını etkileyen başlıca değişkenler var; enflasyon, faiz, ABD dolarının değerindeki dalgalanmalar, jeopolitik tehlikeler (güvenilir liman gereksinimi) ve merkez bankalarının fiziki alım satımlarını saymak mümkün. Bu çerçeveden bakınca çoğu parametrenin sanki aralarında sözleşmiş gibi bir araya geldiği ve altın fiyatlarındaki yükselişe yardım ettiği görülecektir.
Dünyada enflasyon yüksek seyrini koruyor. Hatta yapışkan duruma geldiği konusu ile alakalı bir kabul de var. ABD ve Almanya gibi mühim pazarlarda tahvil faiz oranları ise geriliyor. ABD 10 senesik bono faiz seviyesi geride bıraktığımız ay yüzde 4.00 civarını görmüştü fakat geride bıraktığımız hafta yüzde 3.30 düzeylerine çekildi. Almanya 10 senelik bono faiz seviyesi yüzde 2.70’den yüzde 2.10 düzeylerine kadar düştü. Her ne kadar ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artımlarını sürdürse de son toplantıda bankacılık sektöründeki gelişmelerin etkisiyle 25 baz puan artırarak yavaşlamak halinde kaldı. Hem de birkaç toplantı ardından faiz artırımlarına son vereceği beklentisi güçlendi. 2024 senesi amacıyla indirim bekleyenler var.
Bu ilerlemelere bağlı olarak ABD dolarında zayıflama devam etti. Dolar Endeksi 101 seviyesina geriledi. Euro ise değer kazandı, euro/dolar paritesi 1.09’u geçti. Geçtiğimiz zamanlarda ABD ve Almanya’da yaşanan bankacılık krizi ardından “güvenilir liman” gereksinimi meydana çıkmaya başladı. Diğer yandan Çin ve Türkiye başta olmak üzere merkez bankaları altın alımına yöneldiler.
MERKEZ BANKALARI ALIMI ARTIRDI
Dünya Altın Konseyi şubat ayı bilgilerine göre; dünya çapında merkez bankaları şubatta 52 tonluk net altın alımı gerçekleştirdi. Şubatta Çin Merkez Bankası 24.9 ton ile altın rezervlerini en çok artıran merkez bankası oldu. Bunu 22.5 tonluk alımla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Çin’i takip ettiği, yılbaşından bugüne kadar merkez bankalarının net alımları 125 tona vardığı haber akışları arasında yer aldı. Ardı ardına gelen bu gelişmelerin fiyatlanmasıyla altının ons fiyatı 2.000 doları geçerken iç pazarlarda gram fiyatı 1.250 TL’nin üzerini test etti.
Bilindiği üzere gram TL fiyatı; dış pazarlardaki altının ons fiyatı ve dolar/TL kurunun bileşeninden oluşur. Durumu kısaca özetledikten sonra bu gelişmelerin en azından bu devre amacıyla belli ölçüde fiyatlara yansıdığı, artık fiyatlandığı konusunun da altını çizmek yerinde olacak. Uzun vade altın amacıyla yükseliş beklentileri korunsa da kısa devre 2.000 doların üstünde kâr satışlarının görülmesi biraz da bu sebepten. Son iki senesi düşüşle yaşamış altında başlayan çıkış hareketinin devamı, altın fiyatını belirleyen değişkenlerin seyrine bağlı olacak. Kesinlikle tavsiye olarak görülmemesi kaydıyla çoğunluklu beklenti bu aşamada, sert yükselişe bağlı olarak kısa dmühim kâr satışlarının gelebileceği fakat uzun devre amacıyla çıkış beklentilerinin korunduğu tarafında şekilleniyor.
BORSADA ÇIKIŞ ZAYIF KALDI
Borsada reaksiyon çıkışı direnç düzeylerini geçmekte zorlandı ve satışla karşılaştı. Fakat gelen satışlar derinlik kazanmadı ve destek düzeylerinde zayıf da olsa alıcı buldu. İlk destekler 4.900-4.850 düzeylerinde bulunuyor. Bu düzey reaksiyon çıkışının korunması tarafından mühim görülmekle beraber ileri destekler 4.750-4.680 düzeylerinde. Yukarı yönlü hareketin devamında ise ilk dirençler 5.030 ve 5.120 düzeylerinde görülüyor. Çıkışın güç kazanması amacıyla 5.120 düzeyinin geçilmesi gerekecek. Bu halde ileri dirençler 5.290 ve 5.400 düzeylerinde. Endekste destek noktalarında reaksiyon alımlarının gördüğünüz fakat direnç düzeylerinin geçilmekte zorlanıldığı pazar manzarası bir vakit daha korunabilir.
DIŞ PİYASALARDA OPEC ETKİSİ DEVAM EDİYOR
Dış pazarlar geride bıraktığımız hafta OPEC+ Grubu’ndan gelen sürpriz üretim kesintisi haberiyle kısa bir dalgalanma yaşadı. Günlük 1 milyon varillik kesintiye Rusya’nın da katılımı ile 1.6 milyon varili bulacak üretim azaltma kararı, petrol fiyatlarında sert yükselişe namacıyla olurken Brent petrol 85 doları geçti. Artan enerji maliyetlerinin enflasyon ile mücadeleyi zorlaştıracağı, bu halun lider merkez bankalarının faiz artırımlarınındevamını getireceği beklentilerini kuvvetlendirmesi pazarları olumsuz etkiledi. Dış borsalarda satışlar, tahvil bono faiz oranlarında yükseliş, altın fiyatında düşüşe namacıyla oldu. Fakat etkisi kısa sürdü.
Petrol fiyatındaki yükseliş ivme kaybetti ve hafif de olsa geriledi. Doğalgaz fiyatları deyim yerindeyse gene sürünmeye devam etti. Bu hal pazarlardaki gerginliği biraz azalttı. Sonraki aşamada borsalar toparlandı ve tahvil bono faiz oranlarının gerilemesiyle altın fiyatında yükseliş sürdü. Fakat petrol fiyatlarındaki artış, bankacılık sektöründeki sıkıntılar ve merkez bankaları faiz artırımlarının bir vakit daha vakitcek olması, küresel ekonomiyle alakalı “resesyon” söylemleri gene canlandı. ABD bilgilerinin seyri de biraz bunu teyit eder mahiyette gelmeye başladı. Cuma günü belirtiler ABD’de tarım dışı istihdamı mart ayında +236 bin şahıs olarak açıklandı
Öte yandan ABD’de büyük şirketlerden işten çıkarma haberleri geldi. IMF Başkanı Kristalina Georgieva, küresel ekonomik büyümenin istikbal beş senede yüzde 3 ile 33 senenin en düşük civarında gerçekleşeceğini öngördüklerini söyledi. Fakat, pazarlarda bu yönde resesyona dair şimdilik ciddi bir fiyatlama görülmüyor. Gerek merkez bankalarının para politikalarında gerekse küresel ekonominin seyrine dair son aylarda o kadar çok algı değişimi oldu ki, şu anki beklentiler daha ne kadar korunacak o da ayrı bir münakaşa konusu. Yaklaşan seçimler namacıylaiyle iç gündeme yoğunlaşan Borsa İstanbul’un ise dış pazarlara uyumsuzluğu duruman korunuyor.
DÖVİZ MEVDUATI KKM’YE AKMAYA DEVAM EDİYOR
TCMB doğrulusunda belirtiler haftalık bilgiler yakından takip ediliyor. 31 Mart ile biten haftada; yurtdışı yerleşikler hisse senetlerinde 60.9 milyon dolar satış yapar iken tahvil bonoda (DİBS) 15.1 milyon dolar alım oldu. Hisse senetlerinde son dört haftadır satışta, tahvil bonoda ise iki haftadır üst üste alımdalar. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde turist payındaki düşüş durmakla beraber yüzde 29’un altında seyrediyor (yüzde28.68). Aynı hafta TCMB brüt rezervlerinde gerileme vakitrken son iki haftalık düşüş 4.5 milyar dolara ulaştı ve 122.4 milyar dolara geriledi. Bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı ise 2.8 milyar dolarlık düşüşle 183.6 milyar dolara çekildi. Buna karşılık “kur korumalı mevduat (KKM)” 28 milyar TL’lik artışla 1.7 trilyon TL’ye yükselmiş halde. Yatırımcılar seçim evveli ciddi pozisyon değişiminden çok beklemede kalıp KKM’yi bir bakıma güvenilir liman gibi görerek ilgi göstermeye devam ediyorlar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.